PEYGAMBER AŞIĞI ALİ ULVİ KURUCU TYB KAYSERİ’DE ANILDI
Peygamber aşığı, ilim, irfan ve şiir üstadı Ali Ulvi Kurucu Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi’nde düzenlenen programla anıldı.
Haber Tarihi: 20 Mayıs
2023
Peygamber aşığı, ilim, irfan ve şiir üstadı Ali Ulvi Kurucu Türkiye Yazarlar Birliği
Kayseri Şubesi’nde düzenlenen programla anıldı. Uzun yıllar Medine-i
Münevvere’de Arif Hikmet Kütüphanesi Müdürlüğü yapan ve bu görevden emekli olan
rahmetli Ali Ulvi Kurucu’yu, Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şube Başkanı Araştırmacı-Yazar
Mehmet Hüsrevoğlu anlattı.
Türkiye Yazarlar Birliği
Kayseri Şubesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen program üyelerin katılımıyla
gerçekleşti. Programda Ali Ulvi
Kurucu’nun son olarak 5. cildi de yayınlanan hatıratı üzerinde duran Mehmet
Hüsrevoğlu özellikle yakın tarihimizi ve son yüzyılı daha yakından anlayabilmek
için hatıratların büyük önem taşıdığını bu yüzden hatıratların tarihimiz için benzersiz
bir zenginlik ve hazine olduğunu ifade etti.
Mehmet Hüsrevoğlu, Ali Ulvi Kurucu’nun doğduğu yıllarda, Türkiye’nin ve
özellikle Konya’nın durumuna değinerek, bu yılların Ali Ulvi Kurucu’nun
hayatında çok önemli kalıcı izler bıraktığının altını çizdi. Kendisinin babası
gibi alim bir şahsiyet olduğunu vurgulayan Hüsrevoğlu, Ali Ulvi Kurucu’nun
ailesinin Konya’nın en önemli ve alim şahsiyetler yetiştiren bir ailenin
mensubu olduğunu fakat özellikle cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren
inkılaplar ve Batılılaşma hevesiyle kapanan eğitim kurumlarından, Kur’an
eğitiminin sekteye uğramasından çok fazla etkilendiklerini bu yüzden de bir
süre sonra Medine’ye hicret ettiklerini anlattı.
Türkiye Yazarlar Birliği
Kayseri Şube Başkanı Araştırmacı-Yazar Mehmet Hüsrevoğlu konuşmasında Ali Ulvi
Kurucu’nun hayatına da değinerek özellikle 5 ciltlik hatıratından çeşitli
kesitler anlatarak şunları kaydetti:
“Üstad Ali Ulvi
Kurucu, İslâm dünyasının ve özellikle de Osmanlının yıkılışı ile ülkemizin,
Anadolu’nun maddi, manevi ve siyasi çok değişik ve farklı bin bir olay ile
sarsıldığı ve yakın tarihi bizzat yaşayarak görmüş, önemli olayların içinde
olmuş, birçok meşhur şahsiyetle tanışmış, bir Müslüman aydının, aydın bakışı
ile bunları değerlendirmiş, bir fikir, düşünce büyüğü, mütefekkirdir. Onun 5
cildi bulan hatıraları, bizler için, bir ilim irfan ve maneviyat kaynağıdır. Aynı
zamanda yakın tarihimizin şifrelerini çözme konusunda da adeta bir şifre çözücü
görevi de görmektedir.
Kendisi, 1922 yılında
doğmuş, seksen yıllık hayatının ilk on sekiz senesini bir Konya çocuğu olarak
geçirdikten sonra altı yıl tahsil için Kahire’de bulunmuş ve ömrünün kalan elli
altı senesini Medine-i Münevvere’de yaşayarak, 2002 tarihinde orada vefat etmiştir.
Cumhuriyet sonrasında İslamiyet’i yaşayan, öğretmek ve yaşatmak için çalışan ve
özellikle Konya’daki ve Anadolu’daki İslami uyanışın öncüsü olan bir mücahid
alimler ailesine mensuptur. Hacı Veyis Efendi’nin torunu ve İbrahim Efendi’nin
oğludur. Ali Ulvi Bey’in babası, üç oğluna dinî tahsil yaptırmak arzusu ile
1939 yılında Medine’ye göç ederek yerleşmişti. Kahire’de El-Ezher’de tahsilini
tamamlayan Ali Ulvi Bey, 1946 yılında Medine’ye dönerek, burada bazı
memuriyetlerde bulunduktan sonra, Mescid-i Nebevi’nin duvarına
bitişik “Mahmudiye” ve hemen karşısında bulunan “Şeyhülislam Arif
Hikmet Bey” kütüphanelerine müdür olmuş ve 1985 yılında buradan emekliye
ayrılmıştır.
O günlerde
yurtlarından uzaklaşmak zorunda kalan Osmanlı ilim ve devlet adamları gibi,
için için kaynayan ve istiklalin yollarını arayan Müslüman milletlerin fikir ve
siyaset önderleri de bu iki şehirde yani Medine ve Kahire’nin yanı sıra, Şam,
Beyrut gibi şehirlerin yolunu tutmuşlar ve bu şehirlerde kendilerine yeni bir
hayat kurmuşlardı. Üstad Ali Ulvi Kurucu Bey, Medine’de görev yaptığı süre
zarfında buraya uğrayan ilim, irfan ve siyaset adamlarının birçoğu ile çok
yakın ve samimî dostluklar kurmuştu. Üstad’ın, Konya’da geçen ilk gençlik
zamanına dair hatıraları, hem o günlerin Türkiye’sine bir ayna tutan, hem iman
ağacımızın ne fedakârlıklar pahasına yaşadığını ve hem de o devrin mağdur ve
mazlum, ancak bir o kadar samimî mü’minlerini gösteren, hüzün dolu sayfalar
olarak okunmaya değer çok kıymetli bir eserdir. Merhum Üstad, Kahire’deki
talebelik yıllarında Şeyhülislam Mustafa Sabri, Zâhid
Kevserî ve İhsan Efendiler gibi Türkiye’den gelmiş veya Filistin
Müftüsü Şerif el-Hüseynî ve Arap dünyasında “İhvânül Müslimîn” hareketini
başlatmış olan Hasanül Bennâ gibi birçok mühim şahsiyetle birlikte yaşamış,
çevrelerine katılmış ve onlarla yakın münasebetler kurmuştur. Medine’de
bulunduğu elli altı sene zarfında ise, gerek Anadolu’dan ve gerek İslâm
dünyasının her tarafından göç edip buraya yerleşmiş olan veya Hac ve Umre için
burayı ziyarete gelen, ilim, irfan ve mâneviyat sahasının tanınmış
şahsiyetleriyle beraber bulunmuştur.
Ali Ulvi Kurucu,
Arapça öğrendikten ve hafızlığını da tamam ettikten sonra 1938 yılında
ailesi ile birlikte Medine’ye göç etti. İki erkek ve bir kız çocuğa sahip olan Kurucu
Hoca, yüksek öğrenimini Kahire el-Ezher Üniversitesi'nde tamamladı.
Medine’de uzun süre Evkaf Dairesinin İnşaat ve Sicillat Emini olarak
görev yaptı. Daha sonra Sultan Mahmud’un yaptırdığı Mahmudiye
Kütüphanesi'nde, bir süre sonra da Şeyhülislam Arif Hikmet Kütüphanesi'nde
çalıştı. 1985’te emekli oldu. Medine’de 60 yılını Peygamber Efendimizin yanı
başında geçirdi. Emekli olduktan sonra Medine’de dünyanın her tarafından gelen
ilim adamlarını ağırlardı. Senenin belli bir dönemini, Türkiye’de geçirmeye
özen göstererek, Türkiye olan irtibatını hiç kesmedi. Kur’ân hafızı olan Ali
Ulvi Kurucu, geniş bir hadis kültürüne de sahipti. Yine kendisi, Tarih,
mûsikî ve hat konularına özel ilgi duyardı. Aruz ölçüsüyle yazdığı bazı şiirler
bestelendi. 2002 tarihinde Medine’de vefat ederek Cennetü’l Bakî
Kabristanı'na defnedildi.”
TYB Kayseri Şube
Başkanı Mehmet Hüsrevoğlu, Üstad Ali Ulvi Kurucu’nun hatıratına yansıyan önemli
bazı noktaları da hatırlatarak, Ali Ulvi Kurucu’nun hatıratının yakın
tarihimizi doğru anlayabilmek için ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. Program hatıra fotoğrafı ile sona erdi.