Osman Karakebeli
Osman Karakebeli, Kayseri-Develi doğumlu, öğretmenlik yapan bir ailenin çocuğudur. Babası bal üreticisidir ve iş seyahatleri dolayısıyla farklı yerlerde büyümüş, bu da onun farklı kültürlerle etkileşim içinde olmasını sağlamıştır. Askerlik görevini tamamladıktan sonra Saray Halı A.Ş'de çalışmış ve aile hayatını kurmuştur. Okuma ve öğrenmeye meraklı olan Karakebeli, Tarih ve Sosyal Bilimler alanlarında kendini geliştirmiştir. Ayrıca milli ve manevi değerlere bağlı, toplumsal ilişkilere önem veren bir kişidir.
1984 Kayseri- Develi doğumlu Osman Karakebeli, Develi ve Aydın’da
öğretmenlik görevini icra etmiş olan Mehmet Süyrüğe’nin Beşinci çocuğu olmakla
birlikte İkinci oğludur. Babasının öğretmenlik görevi sebebiyle 1985 yılından
itibaren dört yıl boyunca Aydın’ın Köşk ilçesinde yaşayan Osman Karakebeli
tekrar Develi’ye döndükten sonra ilköğrenimini Develi İstiklal İlköğretim okulunda
ve Altıncı sınıfı Develi İmam Hatip Ortaokulunda okumuştur. Babasının 1995
yılında emekli olmasından bir süre sonra 1996 yılının sonbaharında Mersin’in
Erdemli ilçesine yerleşen Osman Karakebeli Yedi ve Sekizinci sınıfı Erdemli
İmam Hatip Ortaokulu ve sonrasında Erdemli Lisesine geçip bu liseden mezun
olmuştur.
Öğretmenlik görevini icra etmiş babası Mehmet Süyrüğe’nin aynı
zamanda Elli yıldan fazla bir süredir Bal üretimi ve ticareti yapması sebebiyle
gençlik çağlarının ilk yıllarından başlayarak bir aile işi olarak da Bal
üretimi ve ticareti ile de ilgilenmiştir. İlgilendiği aile işi sebebiyle ve
babasının öğretmenliği sebebiyle de Türkiye’nin farklı birkaç yerini görmeye
başlaması kişiliğinde bir yere bağlı kalmayarak farklı yerleri görme, farklı kültürlerden
ve yörelerden iletişimde ve etkileşimde bulunup bu farklı öğelerle kişiliğini…
Duygu ve düşüncelerini beslemekten zevk alan bir yapının ortaya çıktığını
söyleyebiliriz. Belki bu durumun sonucu olarak da Türkiye’nin farklı yerlerini
görme, bilme ve insanlarını tanımayı amaçlarından bir tanesi olarak
görebiliriz. Ama aynı zamanda aslını inkar etmeyen, koruyan, katkı sağlamaya
çalışan Osman Karakebeli’nin Bozkırların bir parçası olarak gördüğü Develi’nin,
kültürünün ve insanının her zaman kendisinde bir etkisi olduğunu da düşünür ve
bağlı olduğu toprağına her daim aidiyet duygusu beslediğini savunur.
Askerlik görevini Hatay Serinyol Jandarma Sınır Eğitim Taburundaki
eğitiminden sonra Irak Sınırında Şırnak-Silopi ve Habur bölüğünde Sınır
Jandarması olarak yapıp Diyarbakır da teskeresini almıştır. Yaptığı vatani
görevin onurunu ömrü boyunca taşıyacağını düşünen Osman Karakebeli artık
çalışma hayatında bir yenilik olarak Develi’de Saray Halı A.Ş de Sekiz yıla
yakın bir süre Kalite Kontrol personeli olarak emek vermiştir. Saray Halı A.Ş
de çalıştığı süre de evlenen ve Mehmet Emin adında bir oğlu olan Osman
Karakebeli’nin kendisine sağladığı katkıları ve faydaları da bir vefa gereği
dile getirmekle birlikte yaşadığı coğrafya için Saray Halının büyük bir değer
olduğunu da her zaman sözlerine ekler. Türkiye çapında Saray Halının uzun bir
dönem için sektöründe bir öncü olduğunu Türkiye-Kayseri- Develi bağı içerisinde
özel bir yeri olmasından dolayı her zaman çalıştığı yerden onur duyduğunu dile
getirir.
Aynı zamanda okumayı ilk öğrendiği zamandan beri babasının da ilk
katkıları sağlamasıyla bir okuma ve öğrenme tutkusu ömrünün büyük bir kısmında
etkili de olmuştur. Özellikle Tarih öncelikli olmak üzere Toplum Bilimi,
Felsefe, Edebiyat, Köken Dil, Kültür bilimi gibi Sosyal Bilimler içeriğine
giren konularla da ilgilenmiş ve hayatının bir döneminden sonra da bu tutkusunu
ciddileştirme çabası içine girmiştir Osman Karakebeli. Saray Halı A.Ş de
çalıştığı dönemde kendisini geliştirme adına bir girişimde bulunmaya karar
vererek Açık öğretim de Sosyal Hizmetler Ön Lisans okuduktan sonra dikey
geçişle Sosyoloji Lisans bölümünü bitiren Osman Karakebeli zaman kaybetmek
istemeyerek tutkunu olduğu Tarih konusunda öğrendiklerini artık ciddileştirmek
adına sınavsız ikinci üniversite hakkını kullanarak Tarih Lisans bölümüne devam
etmektedir. Gençlik yıllarının ilk dönemlerinde şiire yönelik merakını
değerlendirmek isteyerek bu konuda ilk girişimlerine başlamıştır. Aynı zamanda
hayatında resmin, müziğin, özellikle Devlet-i Al-i Selçuk mimari yapısı
öncelikli olmak üzere Türk-İslam mimari yapılar ile birlikte ilgi çekici olan
çağdaş mimari yapıların kendisinde önemli bir yeri olduğundan da bahseder. Bu
konuda da Develi Siva Sitti Hatun Camisi gibi yapılara adım atarken sanki bir başka
zaman dilimine adım atıyormuş gibi hissettiğini de dile getiriyor.
Osman Karakebeli’nin kişisel özellikleri hakkında bilgi vermek
gerekirse duygusal bir yapısı olmasıyla birlikte vefaya değer veren… Aile,
akraba, arkadaşlık ilişkilerine değer veren… Toplum içinde insanlara siyasi,
ideolojik, mezhepsel, etnik, dil ve kültür konusunda ayrım yapmadan hak edene
saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde davranan ve iletişime geçen kişilik yapısı
ön plandadır. Bununla birlikte dini inanç ve ahlaki değerler konusuna öncelik
vermesiyle birlikte milli bir duygu, düşünce ve damara sahip olduğu inkar
edilemez. Muhafazakar (Koruyucu) bir aile mensubu olmasıyla birlikte en çok
değer verdiği unsurları “ Kutsallık” adı altında bir çerçevede savunduğunu ve
yaşatmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Bu kutsallık çerçevesi içerisinde de dini
inanç, her türlü milli kimlik ve kültürle ilgili olgular, Vatan, Millet, Bayrak
gibi unsurları kapsadığını dile getirir. Bu kutsallık çerçevesi içindeki
olguları da bir “Sevda Simgesi” olduğunu söyler.
Osman Karakebeli, bir veya birden fazla amaçlara sahip bir yaşama
değer verip amaçlara sahip olmanın yaşama anlam kattığını da savunur. İnsanlar
arasında vicdana aykırı olarak ayrım, küçük görme, dışlama ve aşağılama gibi
unsurların bulunduğu Irkçılık kavramına karşı çıkarak Yaratıcının iradesiyle
oluşup dil ve kültürün içinde olduğu milli kimliğin savunulup, korunması ve
yaşatılmasının da Yaratıcının emanetine sahip çıkma görüşüne sahip bir
Milliyetçilik anlayışını savunur. Her türlü farklı duygu, düşünce, davranışa
sahip toplumumuzu bütün farklılıklarıyla bir aile olarak benimseyip siyasi,
ideolojik, mezhepsel ayrımlardan çok ortak duygu, düşünce ve değerlerde
birleşen bir toplum modelini de savunur.
Günümüz yaşam şartlarının ve yaşadığı çevredeki insanlar ile
iletişim ve etkileşimin etkisinin de kişiliğinde bir paya sahip olduğunu da
belirten Osman Karakebeli, kendisindeki bu etki ile duygu ve düşüncelerinin
şekillendiğini de itiraf eder. Öğrenim, iletişim ve gözlem esnasında
benimsediği duygu ve düşünceleri harmanlayarak doğru bildiğini savunup yanlış
bildiğini belirtmesiyle iletişime, etkileşime ve değişime açık bir kişiliğinin
olduğunu da belirtir. Hayatının yakın bir zamanında da biriktirdiği duygu ve
düşünceleri en yakınlarıyla, yaşadığı çevreyle birlikte toplumla paylaşmanın
gerekli olduğuna karar vererek “ Yanlış Anladığımız Yaşam” adlı eserini yazmaya
karar verir. Bir muhabbet esnasında doğaçlama olarak istemsizce kullandığı
kitabının ismini beğenerek bu başlığı kullanarak birçok konudaki duygu ve
düşüncelerini bir kitapta birleştirmeye karar verir. Lise yıllarından
başlayarak “ Yaşam, Dünya, İnsan ve Toplum” merkezli şiirsel yazılarını düz
yazı olarak dönüştürüp yazmaya karar vermesi yazma konusunda ilk aklına gelen
yöntem olduğunu belirtir. Yazmaya karar vermeden önce zaten birkaç yıllık bir
istek ve amacının olduğunu belirterek bir yöntem arayışı içine girer ve düz
yazı konusunda kendini geliştirmeye çalışır. Yazma konusunda beslendiği
konuların inanç ile birlikte değerler, ahlaki kurallar, her türlü toplumu
etkileyen meseleler olduğunu belirterek bir Sosyal Bilimler ile ilgili duygu,
düşünce ve bilgi harmanlanması olduğunu belirtiyor. Bu kitapta asıl anlatmak
istediği konunun Toplumsal Psikoloji, Toplumsal Değişim, Toplumu etkileyen
unsurlar ve bu olguların tarihsel süreci ile ilgili duygu ve düşüncelerin
belirtilmesi olduğunu belirtiyor Osman Karakebeli. Kitabı içerisinde “güzel
mekanımız ve üzerindeki güzel insanlarımız” başlığı altındaki yazılarında
yurdumuzdan bahsederken “ Develi” ye öncelik vererek yaşadığı yerlerle birlikte
yurdumuzda gezdiği ve öğrendiği yerler ile ilgili yazıları da ilginizi
çekebilir. Kitabında tam anlamıyla belirtmese de yazılarında bazen bilimsel ya
da farklı olgulara ait diller kullanmasına rağmen Türkçenin özüne değer veren
ve genel olarak Türkçe kelimelere sahip çıkma çabası içinde olan bir yönü
olduğunu da belirtiyor Osman Karakebeli. Toplum Bilimi konusunda en fazla
ilgilendiği konunun Makro Sosyoloji içerisinde Küreselleşme ve Yeni Dünya
Düzeni olduğunu belirterek bu olguların topluma etkisi konusundaki
düşüncelerini de belirtip Yeni Dünya Düzeni içerisinde toplumları etkileyen
unsurlar ile ilgili düşüncelerine de bu kitapta ağırlık vermiştir.
Mikro
Sosyolojik konular içerisinde de aile ve iş hayatı ile birlikte diğer toplumsal
olgular ile ilgili de bilgiler verirken yakındığı konular arasında toplumda
ayrımlara sebep olan unsurlar ve toplumsal ön yargılar olduğunu da belirtiyor.