
HİCAZ DEMİRYOLU HİLAFET MAKAMININ 20. YÜZYILDAKİ EN BÜYÜK PROJESİDİR
Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şubesi tarafından düzenlenen “Enderun Mektebi” Programında bu hafta Hamidiye Hicaz Demiryolunun siyasi, ekonomik ve kültürel etkileri anlatıldı. Programda konuyu Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şube Başkan Yardımcısı Vedat Önal anlattı.
Enderun Mektebi Programında konuşan
TYB Kayseri Şube Başkan Yardımcısı Vedat Önal:
“HİCAZ DEMİRYOLU HİLAFET MAKAMININ
20. YÜZYILDAKİ EN BÜYÜK PROJESİDİR.”
Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri
Şubesi tarafından düzenlenen “Enderun Mektebi” Programında bu hafta Hamidiye
Hicaz Demiryolunun siyasi, ekonomik ve kültürel etkileri anlatıldı. Programda
konuyu Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri Şube Başkan Yardımcısı Vedat Önal
anlattı.
Vedat Önal konuşmasında, dünyada ve
Osmanlı Devleti’nde, demiryollarının tarihi gelişimi ile ilgili kısa bir bilgi
verdikten sonra, Osmanlı Devleti döneminde dünyadaki gelişmelere paralel olarak
kurulmaya başlanan demiryolu hatları ile ilgili bilgiler verdi. Hicaz Bölgesine
bir demiryolu hattı yapılması projelerinin 1860’lı yıllardan itibaren gündeme
gelmeye başladığını fakat 1890’lı yıllara gelinceye kadar harekete
geçilmediğini anlattı. Bu arada daha önce tamamlanan Rumeli demiryolları ile
İstanbul’un Avrupa’ya Berlin’e kadar bağlandığını, doğuda ise, İstanbul’un,
Bağdat ve Şam arasındaki bağlantısını sağlayan demiryollarının da yapımının
tamamlandığını ifade etti. 1980’lı yıllara gelindiğinde ise, İstanbul’u Kudüs,
Medine, Mekke, Cidde ve Yemen’e bağlayacak bir demiryolunun büyük faydalarının
olacağı ve özellikle de hacıların ulaşımında büyük kolaylık sağlayacağı görüşü
benimsenerek çalışmalara başlanıldığını anlattı. Bu süreçte özellikle Arap
İzzet Paşa’nın ve Şakir Paşa’nın katkılarının büyük olduğunu, II. Abdulhamit’in
de bu projeye sahip çıkarak biran önce gerçekleştirilmesi için Hilafet makamı
olarak her şeyini ortaya koyduğunun altını çizdi. Hicaz Demiryolunun 1909
yılına kadar Hamidiye Hicaz Demiryolu olarak anıldığını fakat İttihat ve
Terakki’nin iktidarı darbe ile Abdulhamit handan zorla almasının ardından ismin
başındaki “Hamidiye” ibaresinin çıkarıldığını ve Mekke ve Yemen’e kadar
uzanması planlanan projenin içerden ve dışardan gelen aksatma girişimleri ile
ancak Medine’ye kadar ulaşabildiğini anlattı. Abdulhamit Hanın bu ve benzeri
projelerinin sekteye uğramasının ve onun tahttan indirilmesinden sonra
uygulanan yanlış politikalar sonucunda sadece Hicaz coğrafyasını değil,
Kudüs’ün ve Filistin coğrafyasının İngilizlere kaybedilerek terör devleti
İsrail’in kurulmasının yolunun açıldığını ifade etti. Bugün de Kudüs davasına
hizmet edilmek isteniyorsan, II. Abdulhamit Hanın bu projelerinin ve uyguladığı
siyasetin iyi anlaşılmasının önemine vurgu yaptı.
Türkiye Yazarlar Birliği Kayseri
Şubesi Başkan Yardımcısı Vedat Önal konuşmasında, Müslümanların birliği yani
İttihad-ı İslam konusu ile birlikte, halifeliğin kaldırılması için resmi tarih
tezinde vurgulanan “Halifelik zaten önemini yitirmişti” söyleminin gerçeği
yansıtmadığını, Hicaz Demiryolunun bunun en büyük delili olduğunu da anlatarak
bu konuların gençlere doğru anlatılmasının, tarihimize bakışın doğru yönde
değişmesini sağlayacağını vurgulayarak çok önemli hususlara vurgu yaptı.
“İSLAM ÜMMETİNİN SON VE EN BÜYÜK
İTTİHAD-I İSLAM PROJESİ HİCAZ DEMİRYOLUDUR”
Projenin 2 Mayıs 1900 tarihinde
Halife II. Abdulhamit’in iradesi ile başlamasının ardından dünyanın her
köşesinden Müslümanların bu projeye katkı sağlamak için adeta birbirleri ile
yarıştıklarını anlattı. Projenin çok kısa bir sürede, yine rekor sayılabilecek
hızda ilerlemesinin en önemli sebebinin de Müslümanların bu projeye bir
“İttihad-ı İslam” yani Müslümanları bir araya getireceğine inandıkları bir
proje olarak sahiplendikleri için destek verdikleri için olduğunun altını
çizdi. Batılılar tarafından yapılması asla mümkün olmayan bir hayal olarak
görülmesine rağmen, proje hayata geçirildikten sonra, yine kendileri tarafından
proje tamamlanmadan kara geçen dünyadaki tek örnek olarak kabul edilmesinin
projenin dünyada ne kadar önemli bir gündem oluşturduğunu ve yakından takip
edildiğini de gösterdiğini vurguladı.
“HİLAFET MAKAMI ÖNEMİNİ YİTİRMİŞ
SÖYLEMİ UYDURMA VE SAÇMA BİR SÖYLEMDİR”
Ayrıca Vedat Önal, resmi tarih
tezinde anlatılan ve hilafetin kaldırılmasının en önemli sebebi olarak
gösterilen “Hilafet Makamı önemini yitirmiştir” söyleminin iyi niyetle bile
ortaya atılmış olsa dahi, yanlış ve saçma bir söylem olduğunu, tarihi veriler
bunun tam tersini gösterirken, yıllarca bu tezin sanki doğruymuş gibi genç
nesillerin beyinlerine boca edildiğini anlattı. Hilafet makamının önemini
yitirmediğini gösteren en önemli delilin Hicaz Demiryolu olmasının yanı sıra,
1. Dünya Savaşı sırasında Halifenin cihat çağrısına dünyanın birçok yerinden
olumlu cevap verildiğini ve özellikle Çanakkale’de savaşmak için binlerce Müslümanın
İstanbul’a geldiğinin altını çizdi. Ayrıca Milli Mücadele sırasında, İslam
dünyasının büyük bir bölümünden Anadolu’ya gönderilen yardımların, Hilafet
makamının etkisini gösterdiğini bu yardımların kimse adına değil, Halifelik
makamının zor durumda olması dolayısıyla, Payitahtın işgalden kurtarılabilmesi
için gönderildiğini nitekim bu yardımlardan kalan parayla Türkiye İş Bankasının
kurulduğunun bütün bu sağlam deliller ortadayken “Hilafet Makamı önemini
yitirmiştir” şeklinde bir söylemin 100 yıldır dillendirilmesinin gerçeği
yansıtmayan, uydurmadan öteye gitmeyen bir iddia olduğunun altını çizdi.
“HİCAZ DEMİRYOLU, DEVLET
DEMİRYOLLARININ TEMELİNİ OLUŞTURDU”
TYB Kayseri Şube Başkan Yardımcısı
Vedat Önal konuşmasında, Hicaz Demiryolunun cumhuriyet dönemine etkilerinden de
bahsetti. Özellikle cumhuriyetin ilk dönemlerinde başlatılan demiryolu
hamlesinde, Hicaz Demiryolunda yetişen mühendislerin büyük rol oynadığını ve bu
mühendislerin ilk tecrübe kazanma yerlerinin Hicaz Demiryolu olduğunun altını
çizdi. Bunun yanında cumhuriyetin ilerleyen dönemlerinde büyük bir başarı ile
yapılan “Devrim” otomobillerinin yapanların Devlet Demiryolları Mühendisleri
olduğunu da hatırlatarak bu etkinin nerelere kadar uzandığı üzerinde iyi
düşünülmesi ve çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı. Fakat büyük bir
eksiklik olarak, Hicaz Demiryollarının cumhuriyet dönemindeki demiryolları
çalışmaları katkılarının hemen hemen hiç bahsedilmeden unutturulduğunu bunun
büyük bir vefasızlık olduğunun altını çizdi.
Konuşmanın son bölümünde, Şam ve
Medine arasında yer alan demiryolu istasyonlarının yerleri ve isimleri ile
ilgili de bilgi veren Vedat Önal, istasyon binalarının bugün yüzde 99 oranında
ayakta ve bazı onarım çalışmaları ile yeniden kullanılabilir durumda olduğunu
tek tek resimler üzerinden anlattı. Şam’dan Medine’ye kadar olan 100’e yakın
istasyon çevrelerinin Hicaz Demiryolunun faaliyet geçmesinden sonra büyük bir
gelişme göstererek ekonomik yönden hızla kalkındığını ve nüfus olarak buraların
hızla geliştiğini belirtti. Ayrıca 1. Dünya Savaşı sırasında Medine’yi savunan
ve Çöl Kaplanı ünvanını kazanan Fahrettin Paşa’nın bu başarısının altında Hicaz
Demiryolunun da büyük katkısı olduğunu anlattı. Kültürel anlamda da Fahrettin
Paşa’nın öngörüsü sayesinde Medine’de bulunan kutsal emanetlerin İngilizlerin
eline geçmemesi için Hicaz Demiryolu ile İstanbul’a gönderildiğinin bunun da
demiryolunun kültürel etkisini gösterdiği vurguladı. Yine bölge halklarının
önce karşı çıkmalarına rağmen daha sonra Osmanlının yanında yer aldıklarını,
Fahrettin Paşa’ya isyan eden isyancıların yanı sıra bölge aşiretlerinden
birçoğunun Osmanlının yanında yer aldığını Fahrettin Paşa’ya sonuna kadar
destek vermeye devam ettiklerini ifade etti.
İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATINA “21.
YÜZYILIN İTTİHAD-I İSLAM PROJESİ” ÇAĞRISI
Türkiye Yazarlar Birliği Şube
Başkan Yardımcısı Vedat Önal konuşmasına, Hicaz Demiryolu ile ilgili yayınların
çok az olduğunu bu yüzden başta TRT olmak üzere ilgili kurumların harekete
geçerek Hicaz Demiryolu ile ilgili yayın ve belgesellerin artmasının önemine
vurgu yaptı. Bu konuda önemli bir çağrı da yaparak Hicaz Demiryolunun 20.
Yüzyılın ilk yıllarında hayata geçirilen İttihad-ı İslam Projesi olduğunu, 21.
Yüzyılın ilk çeyreğinin sona ermek üzere olduğu şu günlerde bu projenin nostaljik
olarak bile olsa yeniden tüm İslam dünyasının ortak projesi olarak hayata
geçirilmesinin büyük önem taşıdığını belirtti. Bu konuda finans probleminin
olmadığını sadece irade probleminin olduğunu vurgulayarak bu noktada ise, İslam
İşbirliği Teşkilatı’nın devreye girmesi ve bu tarihi projenin yeniden ihyası
ile ilgili çalışması gerektiğinin altını çizdi. Teşkilatın amacının İslam
ülkeleri arasındaki kültürel bağın kuvvetlenmesini sağlamak olduğunu bu
projenin de bunun için büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.
Vedat Önal konuşmasında, Hicaz
Demiryolunun vurgulanması gereken daha birçok yönünün olduğunu belirterek, konu
ile ilgili 2000’li yılların başında çekilen belgesel dışında kapsamlı bir
çalışmanın bulunmadığını belirterek, bu belgeselden kısa bir bölümün
izlenilmesi ile program sona erdi.